- The Vegan Gazette
- Posts
- The Vegan Gazette #17 (Türkçe)
The Vegan Gazette #17 (Türkçe)
Mekân: Muan kendini şımartman için Brixton Village'da seni bekliyor. Tarif: İngiltere’de bitkisel bazlı yemek kiti servisleri. Tabak: Bubala’da harissa, kayısı ve jalapeño yağıyla sunulan humus eşliğinde istiridye mantarlı şiş.
Listeler.
Asla tamamlanmayan, sürekli uzayan. Neden hiçbir maddenin üzerini çizip, yanına tik atamadığımı, yapılacaklar listelerinin sonuna gelemediğimi sonunda anladım. Zamanın yetersizliği değilmiş mesele, ötekinin eksikliğiymiş. Beraber vakit geçireceğimiz, tabakları, sohbeti, zevki —bazen eleştirileri—paylaşabileceğim öteki. Garsonla ya da barmenle laflarken, bir anda kendimizi şefle köşedeki speakeasy’de bulduğumuz, bir kitap ararken sana birkaç tane daha öneren öteki. "Hayward Gallery’de bir sergiye gidelim mi? Saat dört sonrası sadece üç pound," deyip, sonrasında güneşli bir akşamüstü bankta hayatı soruşturduğun öteki.

Londra’nın en harika teraslarından biri: Frank’s, Peckham.
Ötekilere ihtiyacı olan, Mayıs Londra Listem aşağıdaki gibi:
13 Mayıs – Emma Gannon, Francesca Specter ile Libreria’da, yeni kitabı Table for One hakkında konuşacak. Mevzu: modern aşk, modern kadınlar.
Bir Perşembe, Cuma ya da Cumartesi akşamı The Cheese Cellar’da fondü eşliğinde özenle seçilmiş vegan peynir ve şarap tadımı.
Café Oto’da iç dünyaya yolculuk amaçlı Dali de Saint Paul’nun 1–3 Mayıs’taki konuk küratörlüğü yaptığı seri: Bristol’dan gelen ekiple, deneyselciler, avant-gardistler ve dans pistinin altını üstüne getirenler için üç gece.
Chatsworth Bakehouse’un duyuracağı yeni vegan sandviç için karşılıklı bilgi alışverişi, haberini alır almaz ayırtılacak adet: iki.
Bir sandviççi daha: Hackney Downs’taki Brunswick East. Güneşli bir günde özellikle.
Tooting Bec’te bir gün, mahalle keşfi. Akşam yemeği Daddy Bao, lokal bar hakkında bilgi toplanıyor.
Frank’s 16 Mayıs’ta açılıyor!
Bu planlardan birine öteki olarak eşlik etmek istersen, tarih ve saatle birlikte haber ver. Kendisi eklemeler, öneriler ve spontane davetlere açık bir listedir.

On yedinci sayıdan kısa başlıklar:
Mekân: Muan kendini şımartman için Brixton Village'da seni bekliyor.
Tarif: İngiltere’de bitkisel bazlı yemek kiti servisleri.
Tabak: Bubala’da harissa, kayısı ve jalapeño yağıyla sunulan humus eşliğinde istiridye mantarlı şiş.
Önceki sayımıza buradan göz atabilirsin.
Gezegenimizin geleceğini önemseyen bir arkadaşın mı sana The Vegan Gazette’den bahsetti? Daha fazlasını öğrenmek için buradan abone olabilirsin.

Muan kendini şımartman için seni bekliyor.
Yazı: Hazal Yılmaz
Brixton’ın keşmekeşi önümde: Alışveriş torbaları, sırt çantaları, battaniyeler, pırasa, dört tanesi bir pound’a limon sepetleri, baget ekmek, çiçekler, elmalar, ananaslar; omuz, bel, postacı çantaları. Pure Vinyl’da dinlenmiş, beğenilmiş ve satın alınmış plakların dolu olduğu torbalar. Kimileri bisikletleri, bebek arabalarını ve valizleri istasyon merdivenlerinden indirip çıkarmaya çalışıyor. Diğerleri elektrikli bisikletlere takılı hoparlörleriyle yüksek hızda giderken Souljazz Orchestra yayını yapıyor. On iki, belki de on beş kişilik bir grup, Peckham’a giden 37 numaralı, Marylebone’dan Crystal Palace’a yolculuk yapan 3 numaralı otobüsü veya Tooting Bec’e 333 numarayı bekliyor. O sırada hala gidip de denenecekler listemde olan Daddy Bao’nun susamlı patlıcan ve shiitake mantarlı bao’sunu hatırlıyorum. Uzak mahallelerden ziyaretçiler ve turistler, David Bowie’nin doğduğu semtte bir saygı duruşu olarak çizilen duvar resminin önünde poz veriyorlar. Tam bu posta kodunda, ancak soylulaşma öncesi başka bir gerçeklikte yaşamış olduğunu düşünüyorum. Onun mahallesinin bileşenlerini merak ediyorum. İnsanlar kırmızıda bekliyor, yeşil ışıkta geçiyor, bazıları otobüsü, treni, öğle yemeğini, hayatı yakalamak için sokağın karşısına koşuyor. Londra’nın en eski sinemalarından biri, 1911’de açılan The Ritzy’de günün duyurusu Joanne & Stu’dan: “Şans istedim, seni gönderdiler.” Brixton, her zamanki gibi, canlı ve enerjik.
1928’de RS Andrews ve J Peascod tarafından tasarlanmış bu kapalı pazar, Electric Avenue, Atlantic Road, Coldharbour Lane ve Electric Lane boyunca uzanıyor, 1937’de The Village’ın mevcut yapıya eklenmesiyle lokal alışverişin merkezi oluyor.
Bugün, Brixton’a gelme sebebim hemen her zamankiyle aynı: Brixton Village ve Market Row. Sokaklarda yürürken, kendi hafıza birikintilerim arasından anıları çıkarıyorum. İlk kez La Fauxmagerie için gelmiştim. Sonraları Brick Lane’e taşınan, şimdi Camden Town’daki Purezza’da yerleşen ünlü Fransız tarzı vegan peynir dükkanı. Bir vegan için Brixton’ı her ay düzenli ziyaret etmek için Brixton Blue vegan peyniri ve Camamvert’den daha iyi bir sebep olamaz. Yıllar içinde pazar, Güney Londralı arkadaşlarımla buluşma noktası oluyor. Sarava Creperie’de galette ile kahvaltı; etek tasarımları ya da gelecek koleksiyon için kumaş alışverişi; Okan’da kimchi teppanyaki; Arepa & Co’da tatlı patatesli, közlenmiş elmalı, gevrek mısırlı, Arepa de Conuco; Pergola’da apéro. Son zamanlarda Brixton Village’a gelme sebebim tek bir amaca yönelik: Açlık ve Muan Tayland mutfağı, doğal şarap restoranını aşermek.

Muan’ın içinde, müdavimleri beklerken.
52-53 Granville Arcade, Coldharbour Lane’de, lokallere soracak olursan Brixton Village’ın 3. Caddesi üzerinde bulunan Muan, pad Thai hazzımın ve devam eden Keyfekeder bir Rehber: Tofu arayışımın buluştuğu yer. Veganlara vaat edilen diyarlardan biri olan Muan’da menüde sıralı lezzetleri paylaşmak için bir ittifak kurmak şart. Herhangi bir sebeple orada olamayan arkadaşlarına kaçırdıklarını anlatmadan önce Muan’ın vaatlerine göz atalım isterim. Baharatlı papaya Som Tum salatası. Yer fıstığı, kızarmış tofu ve nohutla yapılan ağız sulandıran pad Thai. Umamili, çıtır Çin usulü taze soğanlı gözleme. Tatlı ve ekşi tamarind sosuyla kızarmış mantı. Yanında eşlikçi Rémi Pouizin’den Côte du Rhône, Mali Old Fashioned ya da Hola-Par.
Kıssadan hisse: Vegan ol ya da olma, veya sadece meraklı bir Tayland mutfağı aşığı ol, Muan seni kendini şımartacağın bir iki saat için bekliyor. Hep birlikte, şimdi, orada olmamak için bahanen yok sanki.

Solda Shiitake mantar ve tofu şiş, kırmızı köri sosu içinde.; sağda çıtır Çin usulü taze soğanlı gözleme.
Mutlaka: Menü hem veganlar hem de bitkisel beslenmeyi tercih edenler için özenle hazırlanmış. Vegan Kasap başlığı altındaki baharatlı jaew sosuyla (genellikle kurutulmuş kırmızı biber, vegan balık sosu, misket limonu suyu, palmiye şekeri, kavrulmuş pirinç unu ve taze otlar gibi malzemeler içeriyor) ızgara vegan biftek ya da Bahçe kısmından nohutlu yeşil köri.

Pad Thai.
Favorim: Shiitake mantar ve tofu şiş, kırmızı köri sosu içinde. Kesinlikle.
Sonraki durağım: Addis, Etiyopya kahvesi için. Ayrıca bazı kek seçenekleri ve bir sonraki Brixton gezintinde tatmak için listeye eklemelik günlük menü de var.


Denedik, memnunuz: İngiltere’de eve servis bitkisel bazlı yemek kitleri
Evde yemek yapmayı yük veya zaman alan bir mesele olarak görenler için İngiltere’de eve yollanan üç bitkisel bazlı yemek kiti servisinden bahsetmek isteriz.
Planthood: Planthood, sıradan bir yemek tarifi kutusu değil — şefler tarafından yarı hazırlanmış olarak gelen bir yemek kiti hizmeti. Her yemek, kullanıma hazır soslar, ve taze garnitürlerle kutudan çıkıyor. İçindeki tüm ürünler sebze, baklagil, baharat, yemiş ve tohumlar gibi malzemelerden üretiliyor, katkı maddesi, ikame yok. Haftada 3 ila 5 yemek arasından, 2 veya 4 kişilik porsiyon seçenekleri sunuyor. Ambalajları geri dönüştürülebilir, kompostlanabilir veya tekrar kullanılabilir malzemelerden üretiliyor. Tabii ki mevsimlik ürünleri çoğunlukla küçük üreticilerden temin ediyor.
Grubby: Grubby’nin gamında 200'den fazla bitkisel bazlı tarif var, her hafta mevsimsel bir seçki sunuluyor. Her tarifin karbon ayak izi puanını takip edebiliyorsun müşteri olarak. Aynı zamanda bir sosyal girişimi destekliyor, her satılan kutu için, Grubby, 1moreChild ile ortaklık yaparak bir çocuğa yemek bağışlıyor. Londra teslimatları bisikletle, ambalajları tamamen geri dönüştürülebilir ve kompostlanabilir malzemeden. BOSH! ortaklarından, Dan Dan Smoked Tofu Noodles gibi herkesin beğenisini kazanan yemekleri de menüde bulman olası.
DabbaDrop: DabbaDrop’un menüleri, kurucu ortağı Anshu Ahuja'nın Güney Asya mirasından ilham alıyor. Dal, köri ve mevsimlik salataların ön planda olduğu doyurucu, anne eli değmiş tarifler. Menü haftalık değişiyor, Hindistan, Pakistan, Sri Lanka en sık karşına çıkacak mutfaklar. Yemekler, sefer tası olarak da bildiğimiz, paslanmaz çelik tiffin kutuları "dabbalar" içinde geliyor. Bu yöntemle 2018 yılından beri 203.000'den fazla plastik kabın kurtarılmasını ve 2.500 kg gıda israfının önlenmesini sağlamışlar.

The Vegan Gazette’e gösterdiğin ilgi için teşekkür ederiz. Vegan dünyasından haberdar olmak isteyen arkadaşlarınla bizi paylaşmaktan çekinme!