- The Vegan Gazette
- Posts
- The Vegan Gazette #15 (Türkçe)
The Vegan Gazette #15 (Türkçe)
Mekan: Şimdi Sessizlik. Itadaki Zen. Tarif: Öncü vegan yemek kanallarından biri: So Vegan.Tabak: Mutlaka denenmeli: Chatsworth Bakehouse’ta Kimchi Face-Plant.
El yazısıyla dolu defterleri barındıran listelerle dolu raflar. Berlin ve Paris’teki vegan mekânlar, insanlar, çalışmaya uygun kahveciler listeleri. Seyahat tarihleri yaklaşıyor ve konuşmak, ziyaret etmek, yazmak için olabildiğince hazırlıklı olmak istiyorum. Bildiğin yerler varsa gönder, isminle birlikte özenle oluşturduğum listelere ekleyeyim.
Veganlara sorulacak sorular listesi: Veganlık hakkında dönüştürmek istediğin mitler ve yerleşmiş fikirler neler? Berlin ve Bodrum’daki vegan yaşam tarzın ve beslenme tercihlerin nasıl farklılaşıyor, iki şehir arasında erişim, seçenekler ve veganlığa bakış açısından ne gibi ayrışmalar ve benzerlikler var? Bana sorulan sorular listesi: Yolda ölü bir hayvan görsen, yemez miydin? Hayır. Peki ya mantarlar? Bitki de değil, hayvan da. Evet. İncirler, bazılarının tozlaşmak için yaban arılarına bağımlı. Evet. Ama tüm incirler değil ve bu tamamen doğal, insani müdahale içermeyen bir süreç. Londra semt rehberleri listesi: Dalston, devam ediyor. Yazılacak konular: Tofunun Mitleri ve Harikaları.

Gittiğim yerlerin üstünü çizmek, yeni öğrendiklerimi eklemek, en beğendiklerimin yanına yıldız koymak ve en sonunda tabii ki paylaşmak sevdiğim şeyler. Bu hafta, vegan mekânlar listemden birini silerken, kendiliğinden yeni bir liste doğdu: Tokyo, Fukuoka, Kyoto ya da Osaka’ya gidemiyorsan, Londra’daki hangi Japon mutfakları bu aşermeni giderir?
Ben başlıyorum:
Tofu Agebitashi-Donburi, Koya Ko, Hackney.
Muazzam: Sebzeli yakiudon noodles, IMA, Exmouth Market.
Günlük öğle menüsü – miso çorbası, tuzlu kombu pirinç topları ve age (kızarmış tofu) udon,Toconoco, De Beauvoir.
Senin önerilerin?

Londra Duvar Sesleri.
On beşinci sayıdan kısa başlıklar:
Mekan: Şimdi Sessizlik. Itadaki Zen.
Tarif: Öncü vegan yemek kanallarından biri: So Vegan.
Tabak: Mutlaka denenmeli: Chatsworth Bakehouse’ta Kimchi Face-Plant.
Önceki sayımıza buradan göz atabilirsin.
Gezegenimizin geleceğini önemseyen bir arkadaşın mı sana The Vegan Gazette’den bahsetti? Daha fazlasını öğrenmek için buradan abone olabilirsin.

Şimdi Sessizlik. Itadaki Zen.
Yazan: Hazal Yılmaz
Son zamanlarda, yakın gelecekteki Japonya planlarını anlatan birçok insanla sohbet ediyorum. Kimisi eskiden kalan alışkanlıklarla daha önce gitmiş arkadaşlarına ya da diğer gezginlere danışıyor, notlarını defterlerde, bilgisayarda açılmış sayfalarda biriktiriyor; diğerleriyse mahalle lokalleri ve ilk defa gidenlerin mutlaka görmesi gerekenlerden oluşan en verimli rotayı oluşturması için asistanı ChatGPT’yi işe almış durumda. Konu o kadar sık gündeme geliyor ki, Instagram akışım Kyoto merkezli kot markaları, Tokyo meyhaneleri izakaya’lar ve biraz araştırınca bağımsız müzik ve plak odaklı dinleme barı olduğunu öğrendiğim shimokitazawa mekân önerileriyle dolmuş durumda.

Itadaki Zen’de pencere kenarı masası
Bu yazıyı yazarken, yan masada yine bir sohbete şahit oldum: “Fukuoka, Daimyo semtinde,” dedi biri. Gerisini yakalayamadım. Hadi şimdi diyip Japonya'ya gidemeyince, ama Japonya her köşede sana kendini hatırlatır hale gelince, bir Londralı ne yapar? Japan House London’ın programını takip eder. Japon tapınakları ve mabedlerinin ardındaki el işçiliğini ve zanaatkârlığı kutlayan The Craft of Carpentry sergisi, 6 Temmuz’a kadar ziyarete açık. Spiritland veya Space Talk’ta bir Pazar günü dinle(n)mesine gider. MagCulture veya Gosh! Comics’te dergilere göz atar. Hackney Wick’te Refill Therapy’ye uğrayıp Japon pirinç krakerleri kesekağıdı doldurur. Öğleden sonra Toconoco’da ince doğranmış havuç ve lotus kökü gibi sebzelerin susam yağıyla kavrulup soya sosu ve mirinle tatlandırıldığı kinpira; deniz yosununun soya sosu veya tuzla marine edilerek hazırlanan bir çeşidi tuzlu Kombu; turpgiller familyasından baharatlı takana veya Japon eriği Ume pirinç toplarından birini tadar. Bermondsey’deki Kanpai ’de sake içer. Ya da benim gibi, vegan bir Japon restoranı bulup masa ayırtır ve o günün gelişini heyecanla bekler.

Öğle menüsü: Tofu biftek, beyaz pirinç, miso çorbası ve fermente sebzeler, kimci salatalık eşliğinde.
King’s Cross’un sakin köşesinde, dingin Itadaki Zen’den bahsediyorum. İsmi, Zen Budizmi'ni ifade eden ve meditasyon, içsel dinginlik ve farkındalıkla ilgili bir pratiği anlatan zen (膳) kelimesiyle, yemekten önce şükran ifadesi olarak söylenen itadakimasu (いただきます) kelimesinin birleşiminden geliyor. “Minnettar yemek” veya “mütevazı sofra” anlamına gelebilir.
Bordo perdeleri aralayıp içeri girdiğinde, duyduğun tek şey sessizlik. Ne çatalın porselene değmesi, ne bardakların tokuşması, ne de rahatsız edici bir gıcırtı, fışırtı, takırtı, tantana, tıngırtı duyuluyor. Yere düşen bıçakların çıkardığı gürültü yok. Dilsiz sandalyeni çekip masaya oturduğunda bir sürprizle karşılaşıyorsun: Hafta içi öğle menüsü: Tofu biftek, beyaz pirinç, miso çorbası ve fermente sebzeler sadece £8.00. Londra’da dört çeşit bir öğünü bu fiyata nerede bulabilirsin? Ya da £14.00’a başlangıç ve ana yemek kombosu yapabiliyorsun. Başlangıç seçenekleri arasında salatalık kimchi, gyoza mantıları ve Harumaki sebzeli börekler var; ana yemek olarak ise kremalı acılı ramen, miso ramen veya Japon köri ve pilavı tercih edebilirsin. Üzerine de geleneksel Japon pirinç keki mochi’nin dondurmalı versiyonları.
Sen miso çorbanı höpürdetip, tofu biftek parçalarını kimchi aromalı pirinç lokmalarıyla karıştırırken, yuzulu mochi dişlerini kamaştırırken tüm restoran sakinliğini koruyor. Itadaki Zen, insanın sadece kendisiyle vakit geçirebildiği bir yer. Kitapsız, ekrana bakmadan, telefonda konuşmadan veya sesli mesaj göndermeden. İsmi mi mekânın havasını belirliyor, yoksa atmosferi mi adını haklı çıkarıyor, emin değilim.

Ramen.
Ne yenir? Salıdan Cumaya iki farklı öğle menüsü seçeneği var: Teishoku £8.00. Seçenekler: Tofu biftek veya gyoza mantıları, yanında beyaz pirinç, miso çorbası ve fermente sebzeler.
Bunu da bilin: Itadaki Zen’in, Kyoto’da ve daha da önemlisi, vegan seçenek bulmanın zor olduğu Paris’te de şubeleri var.
Addres: 139 King’s Cross Rd, WC1X 9BJ

Evde, çabuk, besleyici, şaşırtıcı tarifler.
Roxy ve Ben, yani So Vegan, 2016’dan bu yana, lezzetli bitki bazlı tarifler yapıyor. Biz de takipteyiz. İlk kitapları SO VEGAN IN 5’ta, düşük maliyetli, 5 malzemeyle yapılan tabaklar; ikinci kitapları ONE POT VEGAN’da makarnalar, köriler, salatalar, kızartmalar, erişteler ve hatta tatlılar için ilham verici fikirler; son kitapları Easy’de ise hafta içi yapılabilecek çabuk ama doyurucu tariflerden hafta sonu şölenlerine, herkesi şımartacak tatlılara kadar pek çok fikir var. İster Video ister yazılı formatta So Vegan, öncü vegan yemek kanallarından biri.

Mantardan Hoisin Hoisin Soslu ‘Ördek’ Sandviçler
Kolayca Yapılabilecek So Vegan Fikirlerden bazıları:
Tofu & Ispanak Börek, on çırpılmış tahin sosuyla.
Kayısı ve Biberiyeli Köfte Topları, kremalı orzo eşliğinde.
Tatlı Mısır Mücveri, Kuzey Afrika Chermoula sosuyla
The Vegan Gazette’e gösterdiğin ilgi için teşekkür ederiz. Vegan dünyasından haberdar olmak isteyen arkadaşlarınla bizi paylaşmaktan çekinme!